Efsanevi bir dağ olan Kafdağı’nda yaşadığına inanılan, yine
efsanevi bir kuş.
Doğuda Anka, Sirenk, Simurg, Zümrüd, Zümrüdüanka, Tuğrul,
Anka-yı muagrib, Hüma kuşu, Devlet kuşu, Batıda Phoenix adlarıyla anılan masal
kuşu. Adı, uzun boynu veya boynundaki beyaz halkadan gelir. Her hayvandan bir
iz taşıyan, rengârenk tüylü, yüzü insana benzeyen ve Kafdağı’nda yaşayan bir
kuş olarak tasavvur edilir.
Kırmızı ve altın renkli uzun tüyleri vardır; bazı kaynaklara
göre sesi de güzeldir. Daima tektir ve erkektir. Ömrünün sonuna gelince bahar
ağacı dallarından yaptığı yuvasını ateşe vererek kendisini yakar. Böylece, yeni
bir anka dünyaya gelir. Bu genç kuş kuvvetlenince, babasının cesedi veya küllerini
Mısır’daki Heliopolis’e götürerek güneş sunağına bırakır. Bu efsanenin
teferruatta çok çeşitlilik gösteren sayısız varyantları vardır. Anka’nın ölmek
için Mısır’a geldiği de söylenir. Hatta Mısır’da ara sıra görüldüğüne dair
söylentiler vardır.
Batıda milattan önce V.yüzyıldan itibaren edebiyata giren
Anka, Hıristiyanlıkta yeniden dirilmenin sembolü haline gelmiştir. Araplar
arasında anka hikâyesi semender ile karıştırılır. Semender de bazen kuş olarak
tasvir edilir.
Efsaneye göre, evvelce insanlar arasında yaşarken bir gün
bir gelini kapıp götürmüş, halk, devrin peygamberi Hanzele’ye Anka’yı şikâyet
etmişti. Onun bedduası üzerine Tanrı, Anka’yı ekvator ötesinde bir ıssız adaya
sürdü. Başka bir rivayete göre de Ankalar Musa Peygamber zamanında çoğalıp
çocukları kapmağa başlamışlar ve yine bir peygamber duasıyla nesilleri yok
edilmişti. Anka’nın Simurg adıyla da çeşitli efsaneleri vardır. İran
mitolojisinde Simurg’un yeri Kaf dağı’dır. İran Şehnamesinde ise uzun
hikâyeleri nakledilir. Attar’ın Mantık’ul Tayr’ında, Mevlana’nın Mesnevi’sinde
bu hikâyeler simurg’a verilen ilahi vazifelerle birleştirilerek anlatılır. Bazı
masallarda kız ve erkek çocukları yutan bir kuş olarak tanıtıldığı için, bu
kuşa yutucu, yok edici anlamında Anka-yı mugrib denildiği de olmuştur.
Görünen vücudu yok olmakla beraber, Anka’nın bazı manevi
kuvvetlere sahip, görünmeyen bir kuş olarak hala yaşadığı ve talihli insanların
başına konarak onları büyük devlete ulaştırdığı da yaşayan bir halk inanışıdır.
Anka’ya Devlet kuşu denilmesi bundandır.
Yüzyıllarca yaşayan ve hep yüksekten uçtuğuna inanılan bu
kuş, divan edebiyatında sık sık geçer. Halk hikâye ve masallarında da çok
kullanılan bir motiftir. Masal kahramanları, Anka’nın büyük kanatları üzerinde
çok uzak diyarlara uçarlar.
Tasavvufta, gözle görülmediği için Anka kuşu, vücut ve
dünyanın maddi ağırlığından kurtulmuş ruhu ifade eder.
Çin mitolojisinde ise dans ve musikinin icadıyla ilgili bir
kuş olarak tasavvur edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder