22 Mayıs 2013 Çarşamba

Anka



Efsanevi bir dağ olan Kafdağı’nda yaşadığına inanılan, yine efsanevi bir kuş.
Doğuda Anka, Sirenk, Simurg, Zümrüd, Zümrüdüanka, Tuğrul, Anka-yı muagrib, Hüma kuşu, Devlet kuşu, Batıda Phoenix adlarıyla anılan masal kuşu. Adı, uzun boynu veya boynundaki beyaz halkadan gelir. Her hayvandan bir iz taşıyan, rengârenk tüylü, yüzü insana benzeyen ve Kafdağı’nda yaşayan bir kuş olarak tasavvur edilir.
Kırmızı ve altın renkli uzun tüyleri vardır; bazı kaynaklara göre sesi de güzeldir. Daima tektir ve erkektir. Ömrünün sonuna gelince bahar ağacı dallarından yaptığı yuvasını ateşe vererek kendisini yakar. Böylece, yeni bir anka dünyaya gelir. Bu genç kuş kuvvetlenince, babasının cesedi veya küllerini Mısır’daki Heliopolis’e götürerek güneş sunağına bırakır. Bu efsanenin teferruatta çok çeşitlilik gösteren sayısız varyantları vardır. Anka’nın ölmek için Mısır’a geldiği de söylenir. Hatta Mısır’da ara sıra görüldüğüne dair söylentiler vardır.              
Batıda milattan önce V.yüzyıldan itibaren edebiyata giren Anka, Hıristiyanlıkta yeniden dirilmenin sembolü haline gelmiştir. Araplar arasında anka hikâyesi semender ile karıştırılır. Semender de bazen kuş olarak tasvir edilir.
Efsaneye göre, evvelce insanlar arasında yaşarken bir gün bir gelini kapıp götürmüş, halk, devrin peygamberi Hanzele’ye Anka’yı şikâyet etmişti. Onun bedduası üzerine Tanrı, Anka’yı ekvator ötesinde bir ıssız adaya sürdü. Başka bir rivayete göre de Ankalar Musa Peygamber zamanında çoğalıp çocukları kapmağa başlamışlar ve yine bir peygamber duasıyla nesilleri yok edilmişti. Anka’nın Simurg adıyla da çeşitli efsaneleri vardır. İran mitolojisinde Simurg’un yeri Kaf dağı’dır. İran Şehnamesinde ise uzun hikâyeleri nakledilir. Attar’ın Mantık’ul Tayr’ında, Mevlana’nın Mesnevi’sinde bu hikâyeler simurg’a verilen ilahi vazifelerle birleştirilerek anlatılır. Bazı masallarda kız ve erkek çocukları yutan bir kuş olarak tanıtıldığı için, bu kuşa yutucu, yok edici anlamında Anka-yı mugrib denildiği de olmuştur.
Görünen vücudu yok olmakla beraber, Anka’nın bazı manevi kuvvetlere sahip, görünmeyen bir kuş olarak hala yaşadığı ve talihli insanların başına konarak onları büyük devlete ulaştırdığı da yaşayan bir halk inanışıdır. Anka’ya Devlet kuşu denilmesi bundandır.
Yüzyıllarca yaşayan ve hep yüksekten uçtuğuna inanılan bu kuş, divan edebiyatında sık sık geçer. Halk hikâye ve masallarında da çok kullanılan bir motiftir. Masal kahramanları, Anka’nın büyük kanatları üzerinde çok uzak diyarlara uçarlar.
Tasavvufta, gözle görülmediği için Anka kuşu, vücut ve dünyanın maddi ağırlığından kurtulmuş ruhu ifade eder.
Çin mitolojisinde ise dans ve musikinin icadıyla ilgili bir kuş olarak tasavvur edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder